*- Babam üniversiteye gitmemi istedi. Bende O'nun zoruyla gitmiştim.
- Hikaye tanıdık geliyor.
- Her zaman "önce okul" diyordu. Bir gün, "baba, okul bitti, şimdi ne olacak?" dedim. O'da bana "bir iş bul" demeye başladı. Daha sonra "baba, 25 yaşına geldim" dedim. O'da "n'olmuş yani?" dedi. Bende O'na "yalnızım" dedim.
*Omlet yapmak için yumurta kırmak gerekir
*Dövüş kulübünde geçen bir geceden sonra, gerçek dünyadaki her şeyin ses ayarı kısılmış gibi olur.
*İnsan uykusuzluk çekerken aslında hiç uyumuyor, ama uyanıkta kalamıyor.
*Parmağın ile yolu gösterdiğin de, sadece aptallar parmağının ucuna bakar.
*Ağzınızda bir silah varken ve silahın namlusu dişlerinizin arasındayken ancak sesli harflerle konuşabilirsiniz.
*.. bu iyi giyimli psikopat adam kafayı yerse elinde geri tepmesiz yarı otamotik bi silahla ofisten ofise dolaşırken *bütün çalışma arkdşlarını ve özelliklede patronlarını ve midelerini kurşunla doldurabilir
*Damağındaki o küçük çizik,dilinle oynamasan hemen geçer, ama duramıyorsun...
*Uykusuzken hiçbirşey gerçek görünmüyor.sanki herşey uzakta.herşey kopyasının kopyasının kopyası gibi
*Prezervatif bizim jenerasyonumuzun camdan terliği. Bir yabancı ile tanıştığında, geçiriveriyorsun onu. Bütün gece dans ediyorsun, sonra da atıveriyorsun. Prezervatifi kastediyorum, yabancıyı değil.
*Uçağım her iniş kalkışında çakılmak için dua ederim. Ya da bir çarpışma...herhangi birşey..
*Mobilya satın alırsınız. kendinize dersiniz ki, bu hayatım boyunca ihtiyaç duyacağım son kanepe. kanepeyi alırsınız ve sonraki birkaç yıl boyunca, hangi işiniz ters giderse gitsin, en azından kanepe sorununuzu çözmüş olduğunuzu bilirsiniz. sonra aradığınız tabak takımı. sonra hayallerinizdeki yatak. perdeler. halılar.
sonra o güzel yuvanızda kısılıp kalırsınız. bir zamanlar sahip olduğunuz şeyler artık sizin sahibiniz olur.
*Eğer bi tümörüm olsaydı,adının "marla" koyardım...
*Benim kafam değil Tyler bizim kafamız
*Burada, yaşayan en güçlü ve en zeki erkekleri görüyorum. bütün bir nesil benzin pompalıyor, garsonluk yapıyor, ya da beyaz yakalı köle olmuş. reklamlar yüzünden araba ve kıyafet peşinde... nefret ettiğimiz işlerde çalışıp, gereksiz şeyler alıyoruz. bizler tarihin ortanca çocuklarıyız. bir amacımız ya da yerimiz yok. ne büyük savaşı yaşadık, ne de büyük buhranı. bizim savaşımız ruhani bir savaş. en büyük buhranımız hayatlarımız. televizyonla büyürken milyoner film yıldızı ya da rock yıldızı olacağımıza inandık, ama olmayacağız. bunu yavaş yavaş öğreniyoruz. ve bu yüzden çok kızgınız.
*6 ay boyunca uyuyamadım. Ve hiçbirşey gerçek gibi değildi. Ve herşey çok uzaklardaydı. Herşey, kopyanın kopyasının kopyası gibiydi. Herşeyin geliştirilmiş bir entegreden oluşturulmuş olduğunu düşünmeye başladım. IBM uzay gemisi, Microsoft gezegeni gibi bir dünya...
*Aslında ölmek üzere değildim. Vücudumda kanser ya da başka bir mikrop yoktu. Etrafımdaki kalabalık, dünyanın ortasında yaşayan sağlıksız ama yaşamaya devam edebilecek bir böcek gibiydim...
*Kendimi şişedeki balık gibi yalnız hissediyorum. Artık bunu kaldıramıyorum. Bu gerçekten intihar sayılmaz. Sadece kalıpların dışına çıkmak istedim.
*Ben, Jack'in karışan aklıyım. Kafama bir silah dayayıp duvarı beyin parçacıklarıyla boyamak istiyordum...
*Her gece ölüyordum ve tekrar doğuyordum. Sürekli olarak.
*Bu benim hayatımdı ve dakika dakika sona yaklaşıyordum. Bu kez de başka bir uçakta uyanmıştım. Başka bir yerde ve zamanda uyanabilir misiniz? Peki başka bir insan olarak uyanabilir misiniz? Her seyahatim başka bir hayattı. Tek porsiyonluk kahve, tek porsiyonluk krema, tek porsiyonluk tereyağı ve mikro dalgada ısıtılmış yemek. Şampuanlar ve tek kullanımlık diş macunları. Her yolculuğumda tanıdığım insanlar, hepsi sanki tek kullanımlık arkadaşlar...
*Elime bi tüfek alıp, türünü korumak için çiftle$meyen her pandayı vurmak istiyorum..
Petrol tankerlerini açıp, görmiyceem fransız sahillerini kirletmek istiyorum..
*Aslında ölmek üzereydim asıl trajedi ölmüyor olmam
*Ya$amı sevmemize ramak kalmı$tı
*Kulüpte kaybetmek ya da kazanmak önemli değildi. Kelimeler önemli değildi. Dil, konuşmak için kullanılmıyordu. Bu, sanki kiliseye gitmek gibi birşeydi. Kavga bittiğinde aslında hiçbirşey çözümlenmiş olmuyordu. Hiçbirşey fark etmiyordu. Sadece hepimiz kurtarılmış hissediyorduk.
*Biz kadınlar tarafından büyütülmü$ bir nesiliz, aradığımız $eyin ba$ka bir kadın olduğunu sanmıyorum
*Kıçına tüy takmak seni tavuk yapmaz...
"bankadaki hesabın değilsin! üzerindeki elbiseler değilsin! cüzdanındakiler değilsin! sürdüğün araba değilsin! bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden pislikleriyiz!"
*İnsan sevdiğini öldürür diye bir söz vardır ya.. aslında bakın, insanı öldüren hep sevdiğidir.."
*Bana vurabildiğin kadar sert vurmanı istiyorum
*Ancak her şeyini kaybettiğin zaman, canının istediğini yapmakta özgür olabilirsin.."
*Sevdiğiniz herkesin size sırt çevireceğini ya da öleceğini fark ettiğiniz zaman ağlamak çok kolaydır.
*Kusmadan yaklaşık yarım litre kan yutabilirsiniz.
*Patronum, işyerinde, yanağımdaki hiç kapanmayan delik için ne yaptığımı sormuştu. ona dedim ki, kahve içtiğim zaman iki parmağımla deliği kapatıyorum, kahve dışarı akmasın diye.
*Tyler'la aramızdaki tek ortak nokta aynı parmak izlerine sahip olmamız, ama bunu kimse anlamıyor.
*Yapayalnızdım. Tek başıma. Tyler beni terketmişti. Şimdi ben Jack'in kırılan kalbiydim.
*Dinleyin Sürüngenler;Sizler özel değilsiniz,Sizler güzel yada eşi benzeri olmayanKar tanesi de değilsiniz,Sizler işiniz değilsiniz,Sizler paranız kadar değilsiniz,Bindiğiniz araba değilsiniz,Kredi kartlarınızın limiti değilsiniz,
Sizler iç çamaşırı değilsiniz,Sizler her şey gibi çürüyen birer organik maddesiniz...
Bizler bu dünyanın şarkı söyleyip dans eden yeri geldiğinde dalga geçenyeri geldiğinde gülüp geçen pislikleriyiz.
*- Süresi geçmiş bir kütüphane kimlik kartı, ne okuyordun Raymond?
- Orada çalışıyordum.
- Demek çalışıyordun. Sana ne okuyordun diye sordum.
- Biyoloji ile ilgili şeyler.
- Neden?
- Bilmiyorum..
- Ne olmak istiyordun Raymond?
- Veteriner...
- Hayvanlar demek..Bu demektir ki okula gitmen gerek.
- Hem de fazlasıyla.
- Ölmek ister misin?
- Hayır!!!
- Burada....dizlerinin üzerine çökmüş durumda, bir mağazanın kapısının önünde...
- Hayır hayır lütfen...
- Ehliyetini alıyorum. Gelip seni kontrol edeceğim. Nerede yaşadığını biliyorum artık. Eğer 6 hafta içinde veteriner olmak için gerekli işlemleri yapmaya başlamazsan öleceksin. Şimdi acele et. Koş Forrest koş...'))